NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(f.) yanılmak.,hata etmek; günah işlemek. errancy (i.) hataya düşme; hata etme eğilimi.
(i.) bir haber veya iş için bir yere gönderilme, bu gönderilmenin gayesi; iş. errand boy ayak işlerine koşulan çocuk, çırak . a fool's errand saçma bir şey, boşuna teşebbüs go on an errand, run an errand bir haber götürmek veya bir iş yapmak için bir yere gitmek . have several errands to do görülecek bazı işleri olmak . send on an errand bir haber veya işle bir yere göndermek.
(s.) macera peşinde koşan, maceraperest, serseri; doğru yoldan ayrılan, dalâlete düşen. knight errant sergüzeşt arayan şövalye.
(i.) maceraperest şövalyelere has davranışlar.
(bak.) erratum.
(s.) kararsız, sebatsız; düzensiz, intizamsız; seyyar; (jeol.) buzul veya akıntı gibi şeyler dolayısıyla asıl yerinden başka yere naklolunan taşa veya çakıl taşına ait. erratically (z.) sebatsızca, düzensiz olarak.
(i.) (coğ. - ta) tertip hatası, mürettip hatası, sehiv. errata list yanlış - doğru cetveli.
(i.),(s.), (tıb.) burna çekilip akmasını kolaylaştıran ilâç; (s.) burun akmasını kolaylaştıran.
(s.) yoldan sapmış, dalâlete düşmüş, hata yapmış; günahkâr . erron (kıs.) erroneous, erroneously
(s.) yanlış, hatalı erroneously (z.) yanlışlıkla.
(i.) yanlış, hata, galat yanlışlık; yanlış hareket; yanlış fikir; günah; (ölçülerde)elde edilen sonuçla gerçek ölçü arasındaki muhtemel fark; (huk.) muhakemede usul hatası; spor oyuncu hatası, faul. clerical error yazı hatası. commit an error hata yapmak, yanlışlık yapmak. in error yanlışlıkla, sehven. errorless (s.) hatasız.
Alışveriş Sepetiniz