NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
f. girmek, içine girmek; dahil olmak, nüfuz etmek; delmek; girişmek, başlamak; üye olmak, yazılmak, katılmak; sokmak, koymak; yazmak, kaydetmek, deftere yazmak; huk. usulen mahkeme huzuruna getirmek; tasarruf etmek üzere bir mülke girmek; gümrüğe mal beyannamesi vermek; telif hakkı almak için gereken malumatı vermek; sahneye çıkmak. enter into başlamak, girişmek; katılmak, iştirak etmek; ilgilenmek; (bütünün) bir unsuru olmak: tartışmak, görüşmek. enter into an agreement anlaşmaya varmak. enter on, enter upon başlamak, girişmek.
s. bağırsaklara ait. enteric fever bağırsak humması, tifo.
i., tıb. bağırsak iltihabı, anterit.
(önek) bağırsak.
i., tıb. karın çeperinden bağırsağa doğru suni delik açma.
i., tıb. bağırsak ameliyatı.
i. teşebbüs, yatırım, iş: uyanıklık, açıkgözlülük, girişkenlik; sonucu şüpheli olan önemli ve zor iş.
s uyanık, açık goz, girişken, muteşebbis
f. eğlendirmek, avutmak, meşgul etmek; misafir etmek, ağırlamak, ikram etmek; misafir kabul etmek; hatırda tutmak; göz önünde bulundurmak. entertain a motion bir teklifi kabul edip kurula arzetmek (başkan). They entertain a great deal çok misafirleri gelir.
s. eğlenceli, hoş. entertainingly z. eğlenceli bir surette.
i. eğlence, toplantı; misafir etme, davet, ziyafet, ağırlama.
Alışveriş Sepetiniz