NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(çoğ. -entia) i., fels. soyut varlık kavramı, var olma.
f. kanla kaplamak veya lekelemek.
f. yerleştirmek, yataklık etmek; yerleşmek, rahat bir şekilde oturmak.
i. genel tesir, parçaların tümünün bir bütün teşkil edercesine bir arada algılanması; iki veya daha fazla parçadan ibaret kadın kostümü, takım, döpiyes; müz. bir müzik topluluğunun birlik, denge ve başarı derecesi; topluluk, orkestra, koro; piyesteki oyuncuların bütünü.
f. mabede koymak; kutsal olarak kabul etmek.
f. kefenlemek; örtmek, gizlemek.
s. bot. kılıç şeklinde kılıçsı (yaprak).
i. bayrak sancak, bandıra, alem; alâmet, nisan. ensign bearer alemdar, bayraktar.
i., den. asteğmen.
i. mısırı saplarıyla hayvan yemi olarak kesip siloya doldurma; siloda saklanan bu çeşit yem.
f. köle yapmak, esir etmek. enslavement i. esir etme ve edilme, esaret, kölelik.
f. tuzağa düşürmek.
f. ruh vermek, canlandırmak; kalbinde saklamak.
f. küre içine almak; küre şekli vermek.
f. birbirini takip etmek, ardından gelmek; sonuç olmak, çıkmak, meydana gelmek. the ensuing year ertesi sene. Silence ensued Onu sessizlik izledi.
f. sağlamak,temin etmek,garanti etmek, emniyete almak; sigorta etmek.
f. kundağa sarmak, sargılamak, sarmak.
Alışveriş Sepetiniz