NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

elect ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: elect
Bulunan Sonuç: 41

elect

f., s. seçmek intihap etmek; s. seçilmiş, seçimi kazanmış.

election

i. seçim, intihap, tercih; ilcih ebedi saadeti nasip eden ilahi takdir. election day seçim günü. election district seçim bölgesi. election precinct seçim mahallesi.

electioneer

f. bir aday veya partinin seçimi kazanması için çalışmak.

elective

s., i. seçime ait, intihabi; seçme yetkisi olan; seçilen, seçim sonucu iş başına getirilen; arzuya bağlı; i. seçimli ders.

elector

i. seçmen, seçme hakkı olan kimse; orta çağda Kutsal Roma Germen imparatorluğunda imparatoru seçme hakkına sahip prens.

electoral

s. seçim veya seçmenlerle ilgili. electoral college A.B.D. Cumhurbaşkanı seçmek için toplanan seçmenler kurulu.

electorate

i. oy verme hakkına sahip kimseler, seçmenler.

electric

s. elektrikle ilgili, elektrikli, elektriki, elektriksel; heyecan veya ürperme veren. electric blue çelik mavisi. electric chair elektrikli sandalye. electric eel Güney Amerika nehirlerine mahsus elektrik saçan bir çeşit iri yılan balığı, zool. Electrophorus electric eye. ışık değişikliğinde elektrik sinyal veren cihaz. electric guitar elektro gitar. electric light elektrik lâmbası. electric motor elektrik motoru .electric needle cerrahlıkta kesmek ve dağlamak için kullanılan yüksek frekanslı elektrikli iğne. electric organ sesleri elektronik tertibatla meydana gelen org. elektric ray uyuşturan balığı, torpil balığı, zool. Torpedo torpedo. electric shaver elektrikli tıraş makinası.

electrical

s. elektrikli, elektriğe ait, elektriksel. electrical engineer elektrik mühendisi. electrically z. elektrik kuvvetiyle.

electrician

i. elektrik tesisatçısı, elektrik teknisyeni.

electricity

i. elektrik; elektrik bahsi, elektrik bilimi static electricity statik elektrik.

electrification

i. elektrikleme, elektriklenme, elektrik uygulaması.

electrify

f. elektriklemek, elektrik kuvvetiyle işlemek üzere teçhiz etmek; heyecanlandırmak.

electrocardiogram

i., tıb. elektro kardiyogram.

electrochemistry

i. kim. yasal elektrik, elektroşimi.

electrocute

f. elektrikli sandalyede idam etmek; elektrik akımı vererek öldürmek. electrocu'tion i. elektrikle idam; elektrik çarpması sonucunda ölme.

electrode

i. elektrod .

electrodynamics

i. elektrodinamik .

electroengraving

i. elektrikli kalemle hakkâklık.

electrograph

i. elektrikle yazılmış yazı veya kayıt; bu kaydı yapan elektrik aracı; resim veya haritayı elektrikle nakleden araç.

electrolysis

i. elektroliz, elektrikle çözüm, galvanik kuvvetle elemanlara ayırma; elektrikli iğne ile kıl veya ben yakma.

electrolyte

i. elektrolit, elektrikle unsurlarına ayrılabilen madde.

electromagnet

i. elektrikli mıknatıs. electromagnet'ic s. elektromanyetik.

electromotive

s. elektrik akımının geçmesini sağlayan. electromotive force voltaj.

electron

i. elektron. electron microscope elektronla işleyen çok kuvvetli bir mikroskop.

electronegative

s. pozitif kutba çekilen; bileşimlerde hidrojenin yerini alabilen .

electronic

s. elektronik bilimine ait; elektronla işleyen.

electronics

i. elektronik bilimi.

electrophorus

(çoğ. -ri) i, fiz endüksiyon yoluyla elektrik toplamaya yarayan alet, elektroforus.

electroplate

f., i. elektroliz usulü ile kaplamak; i. bu şekilde kaplanmış şey.

electropositive

s. negatif kutba çekilen; alkalik.

electroscope

i. elektroskop.

electroshock

i., psik. beyinden elektrik akımı geçirilerek uygulanan tedavi.

electrostatics

i. statik elektrik bilimi. electrostatic s. statik elektriğe ait.

electrosurgery

i. cerrahlıkta elektrik kullanma.

electrotherapy

i. elektrikle tedavi usulü, elektro terapi.

electrotonus

i. elektrik akımı geçirildiğinde kas veya sinirde meydana gelen değişiklik.

electrotype

i., f., matb. elektrikle yapılmış klişe; f. bu şekilde klişe yapmak. electrotyping i. elektrikle klişe yapma; bu şekilde klişe ile basma.

electrovalence

i. atomdan atoma elektron verme ile meydana gelen bağlantı; verilen elektron sayısı.

electrum

i. eskiden bulunan doğal bir çeşit altın ve gümüş alaşımı.

electuary

i., ecza. elektuvar, ilâç olarak kullanılan bal ile yoğrulmuş bir çeşit macun.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL