NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

dar ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: dar
Bulunan Sonuç: 17

dar

(kıs). Daughters of the American Revolution Amerika'da milliyetçi ve tutucu bir kadın derneği.

dardanelles

(i). Çanakkale Boğazı.

dare

(f)., (i). cesaret etmek, cüret etmek, kalkışmak; meydan okumak; (i). meydan okuma. daredevil (i). gözüpek kimse, haddinden fazla cesur kimse, yılmayan adam. Does he dare do it ? O işi yapmaya cesareti var mı ? I dare you. (ç). dili Haydi yap bakalım. I dare say. Zannedersem. Tahmin ederim. I double dare you. (ç).dili Yap da görelim. Sen yap ben de yaparım. take a dare başka bir kimsenin meydan okumasına karşı koymak. daring (i)., (s). cüret, cesaret, yiğitlik; (s). cüretkâr, yiğit.

dark

(s). karanlık, koyu, esmer; müphem, muğlak, çapraşık, kapanık; cehalet içinde olan; gizli, esrarlı; az sütlü (kahve). dark blue lacivert. dark-eyed (s). kara gözlü. dark horse (pol). beklenilmediği halde partisi tarafından aday gösterilen adam. dark lantern hırsız feneri. darkroom (i)., (foto). karanlık oda. dark star (astr). Işık vermeyen yıldız. a dark day karanlık gün; kötü gün. a dark saying kapalı söz. as dark as pitch zifiri karanlık. Keep it dark. Sakın kimseye söyleme. the Dark Ages Karanlık Devirler, Orta çağ. the Dark Continent Afrika. get dark akşam olmak, hava kararmak. darkly (z). ümitsizce; esrarengiz bir şekilde. darkness (i).karanlık.

dark

(i). karanllk, zulmet; akşam, hava kararması; koyu renk, gölge; muğlaklık, cehalet. dark of the moon gece olup da ayın görülmedigi zaman; mehtapsız gece. a leap in the dark körü körüne veya ne olduğunu bilmeden bir şeye atılma. at dark akşam olunca, hava kararırken. in the dark karanlıkta; habersiz.

darken

(f). karartmak, kararmak; anlaşılması zor hale getirmek; koyulaşmak, esmerleşmek. darken one's door birinin eşiğine ayak basmak.

darkle

(f). karanlıkta gözden kaybolmak; karanlık olmak.

darkling

(z). (s). karanlıkta; (s). karanlıkta olan.

darky

(i)., (aşağ). zenci.

darling

(i)., (s). sevgili, sevgilim; (s). sevgili; sevimli, cici hoş.

darn

(f)., (i). yamamak, iğne ile örerek tamir etmek; (i). örülerek tamir olunmuş yer. darning egg örgü yumurtası. darning needle örgü iğnesi; (zool). Odonata familyasından uzun gövdeli sinek.

darn

(f)., (i). Iânet etmek; (i). Iânetleme, damn'ın hafifletilmiş şekli. Darn itl Hey mübarekl I don't give a darn. Bana vlz gelir.

darnel

(i). delice otu, (bot). Lolium temulentum; karaçayır.

dart

(i)., (f). küçük ok; kargı, cirit; ani ve hızlı hareket; böceğin iğnesi; (terz) pens; fırlatma; (f). atmak, fırlatmak, ok gibi atmak veya atılmak; hela birkaç adım koşmak, etrafına bakmadan koşmak. dartboard (i). elle atllan küçük ok oyununda kullanılan ve mantardan yapılmış nişan tahtası.

darter

(i). fırlayan kimse veya şey; yılanboynu kuşu , kaz karabatağı, (zool). Anhinga rufa ; ufak tatlı su balığı.

dartle

(f). fırlatıp veya fırlayıp durmak.

darwinian

(s). Darvin veya onun evrim teorisine ait. Darwinism (i). Darvin nazariyesi, Darvincilik, doğal ayıklanma öğretisi.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL