NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

bet ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: bet
Bulunan Sonuç: 21

bet

f., i. bahse girmek, bahis tutuşmak; iddia etmek; i. bahis, iddia. better bettor i. bahse giren kimse. best bet en iyi yol veya çare. You bet I A.B.D., (argo) Elbette I Hay hay !

beta

i. Yunan alfabesinin ikinci harfi (bilimsel sınıflandırmalarda ikinci olan bir şeyi ifade için kullanılır). beta particle fiz. beta ışınındaki elektron. beta rays fiz. radyoaktif maddelerden çıkarılan elektron ışınları.

betake

f. , oneself ile gitmek; üzerine almak, müracaat etmek, baş vurmak.

betatron

i., fiz. betatron, bir çeşit elektron makinası.

betelnut

i. Doğu Hindistan'da yerlilerin çiğnediği fındığa benzer bir yemiş.

betenoire

Fr. nefret edilen veya korku veren kimse, şey veya iş.

bethel

i. kutsal yer; gemiciler için küçük kilise.

bethink

f.düşünmek, göz önünde bulundurmak; hatırlamak; aklına getirmek; baş vurmak.

bethlehem

i. Beytlehem şehri; Londra'da meşhur bir akıl hastanesi. star of Bethlehem tükürükotu, bot. Ornithogalum stachyoides.

betide

f (kimsenin) başına gelmek; ol mak.

betimes

z. vaktinde, çok geçmeden, erkenden.

betoken

f. göstermek, delâlet etmek, işaret etmek, (bir şeyin)alâmeti olmak.

betony

i. nane familyasından birkaç çeşit bitki, bot. Betonica wood betony kestere, bot. Betonica officinalis.

betook

bak. betake.

betray

f. hıyanet etmek; ihanet etmek; ele vermek; ifşa etmek, ağzından kaçırmak; göstermek, ortaya koymak; yanlış yola saptırmak, baştan çıkanp ortada bırakmak. betrayal i. hıyanet, ele verme, ifşa.

betroth

f. nişanlanmak, evleneceğine söz vermek. betrothal i. nişanlanma, nişanlama. betrothed i., s. nişanlı kimse; s. nişanlı.

better

i., f. daha iyisi; çoğ. (akıl servet v.b.'nde) kendinden üstün kimseler; üstünlük; f. islah etmek, daha iyi şekle sokmak; önüne geçmek. get the better of galip gelmek, üstün olmak.

better

s., z.daha iyi, daha güzel; daha çok; z. daha iyi bir şekilde, daha çok, daha ziyade. better and better gittikçe daha iyi. be better off daha iyi durumda olmak. better half eş. for better or for worse iyi de olsa, kötü de olsa, anca beraber kanca beraber. get better iyileşmek. He had better not. Yapmazsa daha iyi eder. I had better go Gitsem iyi olacak. So much the better Daha iyi ! iyi ya ! isabet. I think better of düşünüp fikrini değiştirmek.

betterment

i. Islah, iyileşme; huk. gayri menkul üzerinde yapılan devamlı Islahat ve masraflar; bir gayri menkulün, yol açılması gibi devlet faaliyetleri dolayısıyle iktisap ettiği kıymet fazlası, şerefiye. betterment tax şerefiye, değerlenme resmi.

between

(edat), z. arada, arasında, aralarında, aralarından; araya; ortada, ortaya. between you and me söz aramızda. few and far between nadiren, seyrek. in between sallantıda.

betwixt

(edat), z., (eski), şiir arasında, arada, ortada. betwixt and between ikisi ortası, ne o ne bu.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL