NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(f)., eski (sen) -sin.
(kıs). article.
(i). hüner, sanat, marifet, ustalık, maharet ; ilim dalı, fen. arts and crafts el işleri. Bachelor of Arts degree edebiyat fakültesi diploması, başölyelik derecesi; (kıs). AB, BA black art sihir, sihirbazlık, büyü, büyücülük. fine arts güzel sanatlar. Iiberal arts edebiyat ve beşeri ilimler.Master of Arts edebiyat fakültesi diploması ile doktora arasında bir derece. mechanical arts endüstriyel sanatlar. the arts edebiyat, fen ve beşeri ilimler.
(bak). artifact.
(i)., (bot). Artemisia familyasyndan bir tür.
(s)., (tıb). atardamarlardaki temiz kanla ilgili; atardamarlarla ilgili; atardamarlara benzer. arterial blood temiz kan. arterial highway ana şose, anayol, büyük yol.
(f)., (tıb). oksijen vasıtasıyla ciğerlerdeki pis kanı temiz kan haline getirmek.
(i)., (tıb). damar sertliği, arterioskıleroz.
(i) arter, kırmızı kan damarı, nabız damarı, atardamar; büyük cadde, anayol; büyük nehir artesian
(s) ustalıklı, sanatlı, maharet isteyen; kurnaz artfully (z) maharetle, ustaca artfulness (i) maharet, ustalık
(i), (s), (tlb) arterit; (s) mafsala ait; mafsal iltihabına ait
(i), (tlb) mafsal iltihabı, arterit
(i), anat düz yüzlü eklem
(i), (coğ), (zool) eklembacaklylar
(i), (anat) eklem, mafsal
(i) enginar, (bot) Cynara scolymus Jerusalem artichoke beyaz yerelması, yıldız kökü prickly artichoke kenger, yaban enginarı, bot Cynara cardunculus wild artichoke yabani deve dikeni
(i) makale, yazı; bent, madde, fıkra, fasıl, bahis; ey, nesne, madde; kısım; gram harfi tarif ve harfi tenkir : (zool) boum, bitki boumu articles of apprenticeship usta ile çırak arasında anlama articles of association şirket mukavelesi
(f) maddeler halinde tertip etmek; madde madde şikayetleri içine alan bir dilekçe vasıtasyyla bir kimseyi dava etmek; usta yanyna mukavele ile çırak vermek
(s) mafsallara ait articularly (z) mafsallara ait olarak
(f) mafsal ile birletirmek ; mafsallarla bitişmek.
(s). mafsallı; düzenli bir şekilde birbirine bağlı.
(f). açıkça beyan etmek, ifade etmek; telaffuz etmek, söylemek.
(s). düşüncelerini rahatça ifade edebilen; konuşkan. articulately (z). açıkça ifade ederek, kolay anlaşılır bir şekilde. articulateness (i) açıkça ifade etme kabiliyeti, belagat.
(i). mafsal, eklem, oynak yeri; bitiştirme; telâffuz; telâffuz şekli.
(i). insan eliyle yapılan şey, bilhassa ilk insanlann meydana getirdigi sanat eseri; yapı; (biyol). dokuda suni olarak meydana getirilen şey.
(i). oyun, hile, desise; hüner, sanat; hunerli iş; ustalık.
(i). sanatkâr, sanat erbabı; icat eden kimse; askeri teknisyen.
(s). yapma, suni, taklit; yalan, yalancy, sahte, zoraki. artificially (z). sahte olarak, suni olarak, yapmacıkla.artificial horizon (hav). suni ufuk. artificial insemination suni ilkahç
(i). yapmacık tavırlar; sunilik; taklit şey.
(i). top gibi büyük harp siIâhları , ağır silâhlar; topçu sınıfı; topçuluk. artilleryman (i). topçu neferi
(i). esnaf, zanaatçı, endüstri işçisi.
(i). sanatçı, sanatkâr, ressam, heykeltıraş; sahne sanatçısı; argo düzenbaz kimse.
(i). sahne sanatçısı, dansöz, şantöz, aktör.
(s). sanat yönü olan, estetik güzellie sahip, sanatkârane, güzel sanatlara ait. artistically (z). sanatkârca, sanatkârane bir şekilde.
(i). sanatkârlık, sanat kabiliyeti , sanat eserleri; güzel sanatlarla meşgul olma.
(s). hilesiz, saf, açık sözlü; hünersiz, sanatsız, kaba; tabii, doğal. artlessly (z). hilesizce, saflıkla. artlessness (i). hilesiz oluş, saflık.
(s)., (k).dili gösterişli, iddialı.(sanat eseri).
Alışveriş Sepetiniz