NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

Arkadaşlarla Akşam Yemeği Yemek

Having friends round to dinner - Arkadaşlarla Akşam Yemeği Yemek

 

İngilizce çalışma bölümümüzün bu sayfasında,  arkadaşlarla akşam yemeği yemek konusu ile ilgili ingilizce karşılıklı konuşmaları görmektesiniz.

 

Karen: (From kitchen) Dinner’s ready. Would you like to take your seats?

Karen: (Mutfaktan) Yemek hazır. Yerlerinize geçmek ister misiniz?

 

James: Do you need any help?

James: Yardıma ihtiyacın var mı?

 

Karen: Yes, I do. Could you take these plates in?

Karen: Evet, var. Bu tabakları içeri götürebilir miydin?

 

(a few moments later)

(birkaç dakika sonra)

 

Alice: You’ve set the table beautifully, Karen.

Alice:   Masayı güzel kurmuşsun, Karen.

 

James: We’ve set the table beautifully, you mean!

James: Biz güzel kurduk demeyi kastetmiş olmalısın!

 

Alice: Oh sorry, James, I didn’t realise.

Alice:   Oh üzgünüm James, anlamadım.

 

Karen: He’s playing about. Actually, he only did the candles!

Karen: Dalga geçiyor. Aslında sadece mumları hazırladı.

 

(laughter)

(gülüşme)

 

Sarah: This is lovely melon! Perfectly ripe!

Sarah: Bu tatlı kavun. Mükemmel olgun!

 

(a few moments later)

(birkaç dakika sonra)

 

Karen: Do help yourselves everybody to vegetables!

Karen: Herkes kendi sebzesini alsın!

 

Jane: Wow, it does look good!

Jane:   Vay canına, güzel görünüyor!

 

Alice:   Certainly does.

Alice:   Tabii ki.

 

Adrian: Don’t forget you’re on a strict diet, Jane!

Adrian: Unutma sen sıkı bir perhizdesin, Jane!

 

Jane: Not tonight. Tonight’s a speacial night.

Jane:   Bu gece değil. Bu gece özel bir gece.

 

James: Adrian, could you pass the vegetables, please?....Thanks.

James: Adrian, sebzeleri uzatabilir miydin, lütfen?....Teşekkürler.

 

(later)

(daha sonra)     

 

Karen: Would anyone like some more beef? A little more Jane?

Karen: Biraz daha biftek isteyen var mı? Jane biraz daha al!

 

Jane: No, thanks Karen, really, but that was delicious.

Jane:   Hayır, teşekkürler Karen, fakat bu gerçekten lezzetliydi.

 

Karen: Adrian? Of course, you do!

Karen: Adrian? Sen alırsın elbette!

 

Adrian: Just a little, please.. that’s enough....... no, really.

Adrian: Çok az, lütfen......yeterli,,,hayır, gerçekten.

 

Karen: A little more, Sarah?

Karen: Sarah biraz daha?

 

Sarah: Just a touch, that’s all.....thanks. Karen you’re a brilliant cook!

Sarah: Sadece bir lokma, o kadar, teşekkürler. Karen sen parlak bir aşçısın!
 

 

Tüm diğer konularımızı  İngilizce Konu Listesi  sayfamızda bulabilirsiniz.

 

Faydalı olabilecek diğer bazı konu başlıklarımız

İngilizce Türkçe Çeviri

Simple Past Tense

İngilizce Aylar

Yorum Yazabilirsiniz

Lütfen değerlendirmenizi yapınız!

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL