Kuyumcuda Alışveriş

At the jeweller’s - Kuyumcuda Alışveriş

İngilizce öğreniyorum bölümümüzün bu sayfasında, kuyumcuda alış veriş sırasında geçen İngilizce karşılıklı konuşmaları görmektesiniz.

Mrs Watson: That’s a lovely necklace!
Bayan Watson: Şu hoş bir kolye!

Mr Watson: Which one?
Bay Watson: Hangisi?

Mrs Watson: The blue one, the lapis lazuli.
Bayan Watson: Mavi olan, lapis taşı.

Mr Watson: That one’s very pretty too. That’ jade,isn’t it?
Bay Watson: Şu da çok hoş. Yeşim taşı, değil mi?

Mrs Watson: That’s a bit.... sort of fussy, in my opinion. The blue one’s nice and simple, more elegant.
Bayan Watson: Fikrimce biraz.....fazla süslü. Mavi olanı hoş ve sade, daha şık.

(Inside the shop)
(Dükkanın içinde)

Assistant:   Good morning, madam! Good morning,sir!
Eleman:   Günaydın, hanımefendi! Günaydın, beyefendi!

Mrs Watson: Good morning! The lapis lazuli necklace in the right hand side of your window- could we have a look at it?
Bayan Watson: Günaydın! Vitrininizin sağ tarafındaki lapis taşlı kolye - ona bakabilir miyiz?

Assistant:   I know the one... very very slim and delicate?....It’s this one, isn’t it?
Eleman:   Hangisi olduğunu biliyorum. Çok ince ve zarif olan. Bu, değil mi?

Mrs Watson: That’s it, yes.
Bayan Watson: İşte o, evet.

(a few moments later)
(birkaç dakika sonra)         

Assistant:   Would you like to try it on?
Eleman:   Onu denemek ister misiniz?         

Mrs Watson: I would..................What do you think, dear?
Bayan Watson: İsterim.......................Sen ne düşünüyorsun, hayatım?         

Mr Watson: That’s very nice indeed.
Bay Watson: Gerçekten çok hoş.         

Assistant:   Here’s a mirror, madam.
Eleman:   Buyrun bayan ayna.         

Mrs Watson: It’s lovely..............that’s the one I’d like.
Bayan Watson: Güzel................. istediğim bu.         

Mr Watson: Are you sure?
Bay Watson: Emin misin?        

Mrs Watson: Yes, definitely.
Bayan Watson: Evet, kesinlikle.         

Mr Watson: You take Visa, don’t you?
Bay Watson: Visa alıyorsunuz, değil mi?         

Assistant:   Certainly, sir.
Eleman:   Tabii ki efendim.         

Tüm diğer konularımızı  İngilizce Konu Listesi  sayfamızda bulabilirsiniz.

Faydalı olabilecek diğer bazı konu başlıklarımız

Future Tense

Simple Past Tense

Past Continuous Tense