Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

Pikniğe Gitmek

Going on a picnic - Pikniğe Gitmek

İngilizce çalışma bölümümüzün bu sayfasında, pikniğe gitmek konusu ile ilgili ingilizce karşılıklı konuşmaları görmektesiniz.

Mrs Clarke: Susan, where are you?

Bayan Clarke: Susan, neredesin?

Susan: Down here, mum.

Susan: Burada aşağıdayım anne.

Mrs Clarke: Where?

Bayan Clarke: Nerede?

Susan: In the kitchen.

Susan: Mutfakta.

Mrs Clarke: Have you brought the picnic hamber in from the garage?

Bayan Clarke: Piknik sepetini garajdan içeri getirdin mi?

Susan: Yes, and I’ve cleaned it really thoroughly.

Susan: Evet, ve onu gerçekten iyice temizledim.

Mrs Clarke: Have you found the paper plates?

Bayan Clarke: Kağıt tabakları buldun mu?

Susan: Everything, mum. I’ve put in the cutlery and glasses and wrapped and packed all the food you put on the kitchen-table.

I’ve also included some

orange juice and made a jug of coffee and poured it really carefully-without spilling a drop - into the thermos flask.

Susan: Herşeyi anneciğim. Çatal - bıçak - kaşık takımını, bardakları, mutfak masasının üzerine koyduğun kaplı ve paketlenmiş tüm yiyecekleri koydum. Ayrıca biraz portakal suyu ve bir sürahi kahve yaptım ve onu termosa gerçekten dikkatlice -tek bir damla bile taşırmadan boşalttım.

Mrs Clarke: You haven’t forgotten the milk and sugar?

Bayan Clarke: Süt ve şekeri unutmadın mı?

Susan: No, I haven’t mum.

Susan: Hayır, unutmadım anne.

Mrs Clarke: What about the travelling rug?

Bayan Clarke: Seyahat örtüsünden ne haber?

Susan: It’s been folded up neatly and put in the boot.

Susan: Güzelce katlandı ve arabanın bagajına kondu.

Mrs Clarke: You’ve thought everything. You’re a very good girl!

Bayan Clarke: Her şeyi düşünmüşsün. Sen çok iyi bir kızsın.

Susan: I always have been, mum!

Susan: Her zaman öyleydim, anneciğim!