NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

İngilizce Çalışma

Studying English - İngilizce Çalışma

 

ingilizce çalışma
 
Sitemizin bu bölümünde İngilizce çalışma teknikleri ve sistemleri yer almaktadır. 
 
Çeşitli mekanlarda karşılaşılacak günlük konuşmalar, pratik İngilizce çalışmalar yapmanız için verilmektedir. Bu İngilizce çalışma sistemi ile yine değişik ortamlarda kullanılan kalıp cümlelerin belleğinize yerleşmesi amaçlanmaktadır. 

İngilizce Çalışma Yöntemleri

Kullanacağınız doğru İngilizce çalışma yöntemleri sizin İngilizce’ye yatkınlığınızı arttırır. Konuşmanıza akıcılık kazandırır.
 

 


Hatırlatma: Sitemizdeki İngilizce konular Limasollu Naci  İngilizce eğitim setleri  içeriklerinden alınmış bulunmaktadır. 
 

 


 
İlk olarak bir tren bileti satın alma konusu ile ilgili bir örnek pratik İngilizce çalışma örneği görelim. 

 

Buying A Train Ticket - Bir Tren Bileti Satın Almak 

 

ingilizce çalışma

İngilizce tren bileti almak konusunda karşılıklı konuşmalar
 

 

Tourist: Two returns  to London, please.

Turist: Londra’ya iki gidiş- dönüş, lütfen.

 

Ticket-clerk: Leaving when?

Bilet memuru: Ayrılış ne zaman?

 

Tourist: Tomorrow morning. 

Turist: Yarın sabah.

 

Ticket-clerk: At which time?

Bilet memuru: Saat kaçta?

 

Tourist: Probably on the 8.10.

Turist: Belki 8.10.

 

Ticket-clerk: And coming back tomorrow evening?

Bilet memuru: Ve yarın akşam geri mi döneceksiniz?

 

Tourist: That’s right. How much will it be?

Turist: Bu doğru. Ne kadar tutuyor?

 

Ticket-clerk: For trains leaving before the 8.50 train the return fare is £56, but after that it’s £29.50.

Bilet memuru: 8.50 treninden önce kalkan trenler için gidiş-dönüş ücreti £56, fakat ondan sonra £29.50.

 

Tourist: That’s a very big difference!

Turist: Bu büyük bir fark!

 

Ticket-clerk: It is, isn’t it?

Bilet memuru: Öyle, değil mi?

 

Tourist: In that case we’d better go for the 8.50!

Turist: Bu durumda 8.50 ile gitsek daha iyi olur!

 

Ticket-clerk: So that’s a total of £59, please........ Thanks. The first train you can get back in the evening on that ticket is the 7.30.

Bilet memuru: Öyleyse buyrun işte toplam £59, lütfen........Teşekkürler. Akşam bu biletle dönebileceğiniz ilk tren 7.30’da.

 

Tourist: OK. Thanks for your help.

Turist: Tamam. Yardımlarınız için teşekkürler.

 

Ticket-clerk: That’s OK.

Bilet memuru: Önemli değil.

 


 LN İngilizce eğitim setlerimiz hem İngilizce’yi öğrenme garantisi vermekte hem de İngiltere’den sertifika almanızı sağlamaktadır. Detaylı bilgi için tıklayınız.
 

 

İngilizce Öğrenirken Bilmeniz Gereken 5 Önemli Nokta

Joining An English Class - Bir İngilizce Sınıfına Katılmak (Dershane)

 

ingilizce çalışma
 
İngilizce çalışma sayfamızın ikinci örneği olarak bir dersanede geçen İngilizce karşılıklı konuşmaları görelim

 

Miss Bridge:     Mr Jackson, this is Ahmet Ozkan, he’s a new student.

Bayan Bridge: Bay Jackson, bu Ahmet Özkan, o yeni bir öğrenci.

 

Mr Jackson:     Hello, Ahmet, welcome to the class! Would you like to sit here or here?

Bay Jackson:   Merhaba Ahmet, sınıfa hoş geldin! Burada mı yoksa burada mı oturmak istersin?

 

Ahmet:   I’d like to sit here, please.

Ahmet:       Burada oturmak istiyorum, lütfen.

 

Mr Jackson:     This is Giovanni, from Italy. You’ll soon learn everybody’s names.

Bay Jackson:   Bu İtalya’dan Giovanni. Yakında herkesin ismini öğreneceksin.

 

Ahmet:   Hello.

Ahmet:       Merhaba.

 

Mr Jackson:     You’re Turkish, are you Ahmet?

Bay Jackson:   Türksün, öyle mi Ahmet?

 

Ahmet:   That’s right, I’m from Ankara, but I’ve been  living in Bursa.

Ahmet:       Bu doğru, Ankara’lıyım, fakat Bursa’da yaşamaktayım.

 

Mr Jackson:     How long have you been studying English,  Ahmet?

Bay Jackson:   Ne zamandır İngilizce çalışmaktasın, Ahmet?

 

Ahmet:   For two years, but I can’t speak very well. I’ve been concentrating on Science subjects.

Ahmet:       İki yıldır, fakat iyi konuşamıyorum. Bilim konularına konsantre olmaktayım.

 

Mr Jackson:     Your English sounds relatively good to me.

Bay Jackson:   İngilizcen kulağa iyi geliyor.

 

Ahmet:   Thank you, sir.

Ahmet:       Teşekkür ederim, bayım.

 

Mr Jackson:     Just for this lesson, can you share with Giovanni? I’ll bring your copy of the course-book next lesson. OK? We’ve been looking at the way we use the present perfect continuous.

Bay Jackson:   Sadece bir derslik Giovanni ile ortak­a­şa kul­la­na­bi­lir mi­sin? Se­nin kurs ki­ta­bı­nın kop­ya­sı­nı ge­le­cek ders ge­ti­re­ce­ğim. Ta­mam mı? Pre­sent Per­fect Con­ti­nu­ous’ı kul­lan­ma ku­ra­lı­na ba­kı­yo­ruz.

 

En Çok Kullanılan İngilizce 1000 Kelime ve Cümle

Getting Somebody To Go To The Leisure Centre - Birini Spor Salonuna Götürmek

 

ingilizce çalışma

İngilizce çalışma bölümümüzün bir diğer örneği olarak bir spor salonuna giderken geçen İngilizce karşılıklı konuşmaları görelim 

 

Mark: Hello, Mrs Driver. Is Paul there?

Mark: Merhaba Bayan Driver. Paul orada mı?

 

Mrs Driver: Hello, Mark, I’ll just get him.........Paul!

Bayan Driver: Merhaba, Mark, Onu hemen çağıracağım...... Paul!

 

(a few moments later)

(biraz sonra)

 

Paul: Hi, Mark. How are you?

Paul: Selam, Mark. Nasılsın?

 

Mark: OK, thanks. Are you doing anything tonight?

Mark: İyiyim, teşekkürler. Bu gece bir şey yapıyor musun?

 

Paul: Not much, watching a bit of TV, that sort of thing, why?

Paul: Pek sayılmaz, biraz televizyon izleyeceğim, o tarz bir şey işte, niçin?

 

Mark: Well, I was thinking of going over to leisure centre.

Mark: Şey, spor salonuna gitmeyi düşünüyordum da.

 

Paul: Oh, I’m not sure.... Mark... er... I’m not feeling all that... brillant.... actually. I’m getting lazy, I know.

Paul: Oh, ben emin değilm....... Mark... ee.. Aslında kendimi çok iyi hissetmiyorum. Biliyorum tembelleşiyorum.

 

Mark: Oh come on Paul, we’ve got to get really fit for the new football season!

Mark: Oh hadi Paul, yeni futbol sezonu için forma girmiş olacağız!

 

Paul: It’s getting ready and all the kit and everything...

Paul: Hazırlanıyor ve bütün çocuklar ve her şey.......

 

Mark: Look, once you get there, you’ll feel different.   You always do. Just half an 

hour in the gym and then a swim.

Mark: Bak, bir kez git oraya, farklı hissedeceksin. Her zamanki gibi. Sadece yarım saat jimlastik ve sonra yüzme. 

 

Paul: 0h allright.

Paul: Tamam.

 

Mark: See you in half an hour?

Mark: Yarım saat içinde görüşür müyüz?

 

Paul: Make it three quarters of an hour. It’ll take me a while to get  my things together

Paul: Şunu üç çeyrek saat yap. Eşyalarımı bir araya toplamak epey zamanımı alacak.
 

 

 

Tüm diğer konularımızı  İngilizce Konu Listesi  sayfamızda bulabilirsiniz.

 

Faydalı olabilecek diğer bazı konu başlıklarımız

İngilizce Günler

İngilizce Aylar

İngilizce Gramer

 

LN Komple İngilizce Eğitim Setleri + Online İngilizce Kursu Bir Arada Tanıtım Videosu (Süresi: 2:46)
 

 

Yorum Yazabilirsiniz

Lütfen değerlendirmenizi yapınız!

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL